29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Bu kutlamayı yazarken şöyle düşündüm. Acaba neyi kutladığımızın farkında mıyız? Cumhuriyet ile idarenin önemini idrak edip, geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklarımızda bu kelimenin neler uyandırdığını yeterince merak ediyor muyuz?
Bu sene öğrencilerimize "Cumhuriyet deyince ne hissediyorsunuz? Lütfen resmedin." şeklinde bir soru yönelttik. Burada "hissetmek" kelimesi bizim için önemli. Bir olayı farklılaştıran, bayağılıktan çıkartıp heyecanlı kılan, aslında hislerimiz değil mi? Hatta daha da ileri giderek, öğrencilerimizin bu hissedişlerini, 29 Ekim Kutlama ilanımız şeklinde ajansımıza yorumlattık. Bunun bir kutlamadan çok, farkında olma ilanı özelliği taşımasını istedik. Elin titreşimi ile kağıda aktarılanın özün gerçek ifadesi olduğunu düşündük. Merak ettik Cumhuriyet kelimesinin derinlerde yarattığı dalgaları.
Geçmiş dönemlerdeki Cumhuriyet kutlamalarına bakıyorum. İçerik olarak zengin teatilerin olduğu, görsel olarak baloların düzenlendiği, gazetelerin Cumhuriyet fikrini derinlemesine işlediği dönemleri inceliyorum. Neden önemli Cumhuriyet? Nedir onun ilanını bayram kılan? Bu sorularımız 29 Ekim haftası boyunca kampuslerimizde "Cumhuriyet" konulu seminer ve söyleşileri organize etmeye itti bizi.
Cumhuriyet, tarih boyunca ve bugün bile ülkelerin uğruna kan akıttığı, evlatlarını yitirdiği, gelecek nesillerinin kayıtsız şartsız haklarını egemen kılan sistemin yani sürekliliğin, insanca var oluşun temeli değil mi? Bizler aslında insanlığımızı ve beraberinde özgürce yaşamanın hak edişlerini kutlamıyor muyuz? Bu daha büyük bir farkındalığı ve bilgilenme açlığını doğurmayı hak etmiyor mu?
Çoğu kez hayatımızda tekerrür eden olaylara izleyici kalırken bize hediye edilen, sahip olduğumuz, doğduğumuz birçok şeyi de olağandan sayıyoruz. Ancak farkında olarak değer bilmek gerekmez mi?
Atatürk'ün 10. Yıl Nutku'nda dediği gibi, Türk Ulusunun yürümekte olduğu yükselme uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.
Müspet ilim ise ancak "Cumhuriyet" ışığında gelecek yıllara yol gösterici olabilir. Atatürk bunu görmüş ve Türk Ulusuna egemenliğini emanet etmiştir. Bu emanetin farkında olarak, bu çerçevede onu hissederek ve kendimizi görevli, sorumlu addederek bugünün anlamını doğru algılayıp hissetmeliyiz.
Işıklılar olarak, Cumhuriyetin emanetinin sorumluluğunun farkında ve bilincindeyiz, diyebilmekten mutluluk duyuyorum.
Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun.
Y.Müh.Tufan Durgunoğlu
Feyziye Mektepleri Vakfı
Yönetim Kurulu Başkanı